Hayat yolu ortasında kendimi
Karanlık bir orman içinde buldum
Anladım yolumu kaybettiğimi
Aklıma geldikçe hâlâ korktuğum,
Bu yabanî, haşin, büyük ormanı
Anlatırken bile ürperiyorum
Ölümden daha korkunç buldum onu,
Ama başka şeyler de vardı,
Söyleyeyim onların ne olduğunu.
Doğru yoldan saptığım zamanlardı,
Bilmiyordum nasıl girdim oraya,
Uykudaydım, uykum derin, ağırdı.
İçimi korkuya salan bir saha,
Sonlarına doğru bir tepe yüksek,
Baktım orda şöyle bir yukarıya.
İnsana doğru yolu göstererek
Gece derin, karanlık, üzüntülü
Koca dağ doruktan eteğine dek.
Gece derin, karanlık, üzüntülü
Kalbimi dolduran korku bir anda
Hafiften şöyle bir durdu, çözüldü.
Denizden karaya soluk soluğa
Çıkanlar karanlık sulara doğru
Geri dönüp dönüp nasıl bakarsa,
Hâlâ kaçan ruhum –şaşkın, korkulu–
Canlıların asla geçemediği
Bir yola doğru öyle bakıyordu.
Vücudumu dinlendirdim bir iyi,
Sonra gene ıssız yola koyuldum,
Duran bir ayağım aşağıda idi.