İnsanların çoğu, en kötü durumda öylesine acı dolu, en iyi durumda da öylesine tekdüze, mutsuz ve sınırlı bir hayat sürdürüyorlar ki bundan kaçma arzusu ve birkaç anlığına bile olsa kendilerini aşma özlemi ruhun başlıca tutkularından biridir ve bu hep böyle olmuştur.
Tecrübe insanın başına gelen şey değildir; o insanın o başına gelenle ne yaptığıdır.
Tecrübe, bir insanın başından geçenler değil, başından geçenlerin bıraktığı İzlerdir.
Aşinalık kayıtsızlığı doğurur.
Dış dünya, hayatımızın her sabah uyandığımız, istesek de istemesek de
hayatımızı kurtarmaya çalıştığımız yerdir.İç dünyada ne çalışma ne de
tek düzelik vardır. Oraya sadece rüyalarda ve derin düşüncelerde gideriz
ve orası öyle tuhaftır ki birbirini takip eden iki olayda asla aynı
dünyayı bulamayız.
Bilimin büyük trajedisi: güzelim hipotezleri çirkin bir gerçek yüzünden katletmek…