24 Ağustos 2018

Uğur Mumcu


Kendisine devrimci diyen bir aydının Kemalizm’e karşı olması düşünülemez. Bu, olsa olsa günlük devrim kavgasından kaçan korkakların kendi kendilerine buldukları bir sığınaktır. Böylece, toplum içinde en ileri kendileri görünecekler ve fakat devrimci kavganın hiç bir atılımında bulunmayacaklar! Bunlar gizlenen bir sağcılık akımının içindedirler. Atatürk’e karşı Osmanlı hayranlığı, Ulusal Kurtuluş Savaşı’na karşı Çerkez Ethem taraftarlığının adı solculuk olamaz. Hiçbir bilimin verisi, hapishane anılarıyla karıştırılmış bir muhayyilenin tarih olarak sunulmasını gerçek olarak niteleyemez. Kemalist devrimin anlamına karşı çıkan bir devrimci, sadece bir bireycidir; toplumcu değildir, tarihçi değildir ve eylemsel anlamda devrimci de değildir. Sağcılığın en sinsi kesimi, kendilerini devrimci olarak tanıtıp Kemalizm’e saldıranlarca temsil edilmektedir. Türk halkının yaşama savaşına inananların yeri, işçilerle, köylülerle, devrimci gençlerle ve Kemalist aydınlarla yürütülen bağımsızlık savaşının cepheleridir.

(Devrim, 3 Kasım 1970)