Yurt dışına kaçanların bir bölümü kinlerini, hainliklerini sürdürdüler, Cumhuriyet'e karşı çeteler, cepheler kurdular, gazeteler çıkardılar, yalan ve iftira dolu kitaplar yayımladılar.
Memlekette kalanlar susup yeraltına çekildiler. Fırsat kolladılar.
Cumhuriyet'i yıkabilmenin ön şartının Atatürk saygısını, sevgisini yok etmek, Milli Mücedele'yi küçültmek, önemsememek, benimsememek, olduğunu düşündüler.
Bu amaçla, Atatürk Milli Mücedele karşıtı, baştan sona yalanlarla, iftiralarla, saptırma ve çarpıtmalarla dolu cahilce, insafsızca yazılar, kitaplar yayımladılar. Genç insanların kulaklarına bu yalanları, iftiraları fısıldadılar, saptırma ve çarpıtmaları gerçekmiş gibi benimsetmeye çabaladılar.
Bugün Türk gençliği biri ötekine benzemeyen iki tarihe inanıyor:
Biri bu romanın esas aldığı, sağlıklı ve dürüst belgelere dayalı, hepimize gurur veren gerçek tarih... Öteki Cumhuriyeti yıkmak için çabalayanların uydurdukları, yalanlarla dolanlarla dolu, sahte tarih.
Bir süre önce söyleyip yazdıkları kimi gülünç, kimi insanı utandıran yalanları toplayıp gerçekleri belgelerle açıklayan bir kitap yazmıştım: Vahidettin, M.Kemal ve Milli Mücedele.
Cevap veremediler. Gazete ve dergilerde bu tür yalanların da arkası kesildi. Çünkü belgelere, kanıtlara, ciddi kanıtlara karşı yalanı savunmak mümkün değildir. Ama kulaklarınıza yalan fısıldamaya devam edenler varsa, var olduklarını sanıyorum, adını verdiğim kitaba bir göz atmanızı ve doğruyu öğrenmenizi dilerim. Yalanın yoldaşı ve savunucusu olmayın.
Sevgili gençler!
İstiklal Savaşı, dünyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan biridir.
Emperyalizmi ve yamaklarını dize getiren, bir enkazdan yepyeni, çağdaş bir devlet kurmayı başaran atalarınızla gurur duyun, şehit ve gazi atalarınızın onurunu yalancılara çiğnetmeyin.