15 Mayıs 1919’dan 9 Eylül 1922’ye kadar geçen üç yıl dört ay Türk tarihi için, üç buçuk asırlık heyecan ve olaylarla doludur. Bu zaman içinde Türk vatanı, İzmir’in şahsında en üzüntülü günlerini yaşadı ve sonunda Gazi Mustafa Kemal, Türk ulusunun gücünü göstermesini sağladı. 15 Mayıs’ta düşman nasıl İzmir’i işgal etmişti? 9 Eylül 1922’de İzmir’i nasıl terk etti? Büyük okyanusların med ceziri gibi, 15 Mayıs 1919’da İzmir’deki Türk iradesi, gerilerden, Anadolu’dan aldığı güç ve hızla, 9 Eylül 1922 günü adeta taşarak, köpürerek, ilerleyerek ve önüne çıkan yabancı unsurları, düşman güçlerini Akdeniz’in ötelerine kadar sürmüştü.
Bu gücün kaynağını, Büyük
Kurtarıcı’nın, üç buçuk yıl gibi bir
sürede, yedisinden yetmişine kadar,
kadın-erkek bütün Türk ulusunun
kanına zerk ettiği bilinçte ve inançta
aramalı.
İzmir’in işgal edildiği gün basan
karanlık, 9 Eylül 1922 günü ufukların en parlağı ile sonuçlandı.
Üç buçuk yıl süren bu uzun
geceyi, üzüntülü bir rüya hatta bir kâbus gibi kendi kendimize ve de
çocuklarımıza anlatıyoruz. Ondan
sonra doğan büyük ışığın yansımaları daima başımızı aydınlatıyor.
İzmir, en bilmeyenimize bile,
vatanın ne demek olduğunu öğreten
bir yerdir. Söylediğimiz gibi, yıllarca gözümüzde ve gönlümüzde tüten
vatan sanki ondan ibaretti.
Onun işgal edildiği
gün kan kırmızı bayrağımızı, sanki ilk kez
simsiyah gördük. Onun
kurtulduğu gün hilali tam
gördük. Onun kurtulduğu gün hilal tan yerinde
parladı sanki.
On sene önce bizi
temsil eden bir bayra-
ğımız vardı, ondan sonra bayrağımızın yanında iki kutsal güç daha
yükseldi: Gazi ve İzmir...
Bunlardan her ikisine çevrilen
kötü bir bakış, devlete, halka ve
vatana döndürülmüş bir silahtır ki,
hepsi aynı şiddetle karşılık görür.
Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
İzmir’in kurtuluşunda Türkiye’nin kurtuluşunu bugün sekizinci kez saygı ve sevinçle selamlıyoruz.
Hâkimiyeti Milliye Gazetesi
9 Eylül 1929
butundunya.com