Şu anda yarının artık bugün olduğu
gerçeğiyle karsı karsıyayız. Çok geç kalmış olmak diye bir şey vardır.
Sayısız uygarlığın beyazlamış kemikleri üzerinde su acıklı sözcükler
yazılı: Çok geç. Eyleme geçmezsek, merhameti olamadan güce, ahlaklı
olamadan kudrete, kavrayışı olamadan kuvvete sahip olanlar için ayrılmış
zaman koridorlarına sürükleneceğimiz kesin.
(M. Luther King)
Doğaya hoyratça davranan toplumlarda insanlar arasındaki ilişkiler de hoyratça oluyor. (John Bennet)
Doğa insan olmadan da yaşar; ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz. (Paul Ehrilch)
Bir Milletin medeniyet seviyesi, üzerinde yaşadığı toprakları ağaçlandırmasıyla ölçülür. (Franklin D. Roosevelt)
Doğa; en küçük bir çaba harcamadan ve
mükemmel bir kusursuzlukla en basit maddeden son derece farklı şeyler
yaratıyor; hepsinin üzerine de ince bir tül örtüyor. Yarattığı her bir
parçanın kendine has özellikleri, her bir durumun ayrı açıklaması var
ama sonuçta hepsi birlikte bir bütünü oluşturuyorlar. (Goethe)
On dokuzuncu yüzyıla kadar, hiç sona ermeyen
zorlu görev, insan soyunun ve çevresinin doğal etkenlere karşı
korumasıydı. Ama bu yüzyılda yeni bir ihtiyaç doğmuştur: Doğayı insana
karşı korumak. (Peter F. Drucker)
İnsanlar sürekli ve dengeli kalkınmanın
merkezindedir. Doğa ile uyum içerisinde sağlıklı ve verimli bir hayata
hakları vardır. (BM. İnsan Çevresi Konferansı Stockholm Bildirgesi)
Bir nokta açıktır: Dünyamız emin ellerde değildir.”Yenidünya düzeni” yeryüzünü ölüme mahkûm etmiştir.
(Peter F. Drucker)
Bir ulusun gerçek zenginliği, ağaç örtüsüyle ölçülebilir. (Richard St. Barbe Baker)
Doğru olduğunu düşündüğümüz
şeyi yapmalıyız. Çünkü eğer doğru şeyi yapmazsak, yanlış şeyi yapacağız
ve iyileşmenin değil felaketin bir parçası olacağız. (Fritz Schumacher)
Yasamak, Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine bu hasret bizim! (Nazım Hikmet)