12 Temmuz 2017

Bütün Öyküleri - Yusuf Atılgan


Odam uzaktı. Bir park çıktı önüme. Elmayı çıkardım. Sanki küfeden aldığım değildi bu, kırmızılı yeşilli iri bir elmaydı. Karşıdaki otların içine fırlattım. İçimde teneke borudan çıkan dumanı gördüğümdeki aynı kazıntı vardı. Yandaki kanepede oturan bir adam bana bakıyordu: beni görüyormuş, ben oradaymışım gibi.
Yusuf Atılgan, ilkgençlik yıllarında yazdığı öyküleriyle Tercüman gazetesinin açtığı yarışmada ödül kazanmış, daha sonra öykülerini edebiyat dergilerinde yayımlamıştı. Tek öykü kitabı Bodur Minareden Öte’yi 1960 yılında çıkardı. Yazarın bütün öyküleri ilk kez 1992 yılında Eylemci adıyla basıldı, Bütün Öyküleri başlığını taşıyan ve Ekmek Elden Süt Memeden’deki çocuk öykülerini de kapsayan bu kitapsa 2000’de yayımlandı. Edebiyatımızın bu büyük yazarının öyküleri okura romanlarının atmosferi ve coğrafyası hakkında ipuçları verecektir.
 
 
Yalnızlık, özgürlük, iletişimsizlik, bunaltı gibi temaları modern anlatının kuralları içinde samimi bir dille ve destansı bir boyutta işleyen Yusuf Atılgan, Bodur Minareden Öte ile Türk öykücülüğünün ustaları arasındaki yerini almıştı.
Atılgan, bu kitaptan sonra iki masal (Korkut'a Masal", "Ceren'e Masal") ve iki öykü ("Ağaç", "Eylemci" yazdı. Üçüncü baskısı Eylemci adıyla yayımlanan Bodur Mimareden Öte ve masal kitabı ekmek Elden Süt Memeden elinizdeki bu kitapta bir araya getirildi. Böylece Yusuf Atılgan'ın öykü ve masalları tek ciltte toplanmış oldu.
Ekmek Elden Süt Memeden için "1970 yılı gözünde yazılmış bu iki masal çocukları olduğu kadar büyükleri de ilgilendirir sanırım. İkinsinde de ninemin anlattığı masalların öğelerinden yararlandım" diyen Yusuf Atılgan, halk edebiyatı formlarını kendine özgü bir ustalıkla modern bir anlatıma dönüştüürüyor.
İnsan ruhunun dehlizlerinden kotarılmış öyküler ve masal gibi iki masal... 
 
Bütün Öyküleri kapağı 

"İnsanların birbirine benzerlikleri, tümünün iki ayaklı oluşu şaşılacak şeydi."
 
"İnsan kendine acır mı? Ben acıyorum."
 
"Yatsam, hiç kalkmasam! Kalkıp düşmanlıklarla dolu bir güne başlamakta ne var? "
 
"Başkaları bizi, baca dumanı gibi, dışarıya bıraktığımız belirtilere göre tanırlar."
 
"Belki de herkes, her gün dünküne benzeyen uzun bir güne uyanıyor."