Geçmiş... bıraktığın yerde mi hâlâ?
Amin Maalouf’tan unutulmayacak bir “eve dönüş” romanı
Amin
Maalouf’un merakla beklenen yeni romanı Doğu’dan Uzakta, kaderin ve
tarihin acımasızlığında terk ettikleri yurtlarına dönen bir grup
arkadaşın hikâyesini anlatıyor.
Doğu’dan Uzakta, bir yüzleşmenin
romanı: Gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada geçiren,
ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılan ve
yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi için tekrar
ülkelerine dönen bir grup arkadaş... Açıkça belirtilmese de Lübnan İç
Savaşı’nın getirdiği yıkımlara ve Ortadoğu coğrafyasının kültürel,
tarihsel ve toplumsal sorunlarına dair çok çarpıcı gözlemlere de yer
veren Doğu’dan Uzakta’da Maalouf, yine en iyi bildiği şeyi yapıyor:
Doğu’yu anlatıyor.
“Yenikler her zaman kendilerini masum
kurbanlar olarak göstermek eğilimindedirler. Ama bu gerçeğe tam uymaz,
hiç de masum değildirler. Yenildikleri için suçludurlar. Kendi
halklarına, kendi medeniyetlerine karşı suçludurlar. Sadece
yöneticilerden değil, benden, senden, hepimizden bahsediyorum. Bugün
tarihin mağluplarıysak, hem kendi gözümüzde hem de tüm dünyanın gözünde
aşağılanmış durumdaysak, bu sadece başkalarının değil, öncelikle bizim
suçumuzdur.”