28 Şubat 2016

Türk Edebiyatı'nın usta kalemi Yaşar Kemal

Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler. Karanlığa ışığa, her şeye, her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar...Ağrıdağı Efsanesi 
 
Bizi düşünmeye alıştırmamışlar. Üstelik de düşünmeyelim diye ellerinden geleni yapmışlar. Allah beterin beterinden saklasın derler, bir de düşünenleri, gelin şuna düşünenleri demeyelim, düşünmeye çabalayanları hep öldürmüşler. Düşünmek, kişiliği olmak demektir. Düşünmek, en küçük anlamda, var olmak demektir. Ve insanlar düşünmeyi öğrendikleri zaman, dünyayı tarttıkları, ölçtükleri biçtikleri zaman, birtakım çıkarcıların, insanları yüzyıllardan bu yana köle olarak kullananların, ya bu çeşit, ya da şu çeşit, çanlarına ok tıkandı, demektir. Bizim çıkarcılarımız, çok kurnaz davranmışlar. Bilmişler ki, düşünen adam arayan adamdır. Arayan adam birtakım yenilikler bulan adamdır. Donmuş bir durumu parçalayan adamdır. Durumu olduğu gibi tutmak için insanları düşündürmemişler. İşte bizim tarihimiz aşağı yukarı bu. Bakar mısınız Osmanlı, İslam tarihine, kaç kişinin derisini yüzmüşler? Bu derisi yüzülenlerin birçoğunu tanıyoruz. O kadar da masumca, o kadar da az aykırı düşünmüşler ki, gene de düşünceye önderlik ettiklerinden dolayı yakalarını, derilerini zalimlerin ellerinden kurtaramamışlar...Zulmün Artsın

Kendine güvendiğin için yalancı değilsin. Yalan dolan bilmediğin için yalan karşısında yenileceksin. Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin. Yenilmenin tadına varacaksın. Doğru yenilmeli. Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hale gelmeli ki… Yüz bin yıl su altında, yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi ...Teneke

Kim bilir, bir insanın iyilik mi kötülük mü, dostluk mu düşmanlık mı düşündüğünü şöyle yüzüne bakınca, Kim bilir? Tanışmadan, konuşup görüşmeden bir insan korkuludur, başka bir şeydir. Yani herhangi bir şeydir. Konuşup görüşüncedir ki işte o zaman insan insan olur. Tanışmadan görüşmeden bir insan bir ıssız ada gibidir. Tehlikelerle doludur...Tek Kanatlı Kuş

"Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır."

"Dünyanın bütün kötülüklerine baş kaldır. Bazen senin iyiliğin başkasının kötülüğüne de olabilir. Kendi iyiliğine de baş kaldır."

"İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar."

Belki kuşlar çok derin, eski bir içgüdüyle buraya, o zaman kesilmiş olacak olan şu ulu çınarın üstüne, göğüne uğrayacaklar, bir an duraklayıp bir şeyler arayacak, bir şeyleri anımsamaya çalışacak, beton yığını evlerin üstünde küme küme dolaşacak, konacak bir yer bulamayıp bir uzak keder gibi başlarını alıp çekip gidecekler...Kuşlar da Gitti
 
O mavi kuştan, yanar döner kuştan... hani, su kıyılarındaki yarları yılan deliği gibi deler, çok derinlere kadar deler, ta dibine, toprağın altına gider, oraya yuvasını yapar. yuvalarının ağzında da her zaman bir çiçek biter. ya bir yoğurt çiçeği, ya bir pampal, ya ağınağacı çiçeği, ya bir su püreni. o kuş çiçeksiz edemez, işte o kuştan bir tane tutmalı...Yer Demir Gök Bakır

Şu dünyada her bir yaratığın tutunacak bir dalı var, insanın yok. Şu dünyada yalnız kalan, kimsesiz çaresiz olan yalnız be yalnız insandır. Herkesin, her şeyin yaşaması, ölümsüzlüğü var, insanın yok. Ağaç, kuş, otlar, böcekler, yılanlar çiyanlar, hiç birisi, hiç birisi yok olmuyor. Ama insan yok oluyor. Çünkü insan kendinde başlayıp, kendinde bitiyor...Çukurova'da Kaybolmak
 
İnsanı yürek değil, düşünce yürekli yapar. Koşullar yürekli yapar...Bindiler de çektiler gittiler, o iyi insanlar , o dünya güzeli atlara ...
Çukurova'da Kaybolmak
 
O yiğitler , o her birisi kaplan örneği şahinler, o ceren gibi atlara bindiler de başlarını aldılar gittiler. Bir daha, bir daha hiç gelmeyecekler. Hiç hiç hiç! Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.Şu dünyanın yaşaması müşkül hal ilen. Bin iyiyi bir kötüye kul eden...Demirciler Çarşısı Cinayeti 

“Ben diyorum ki size

Bir dil bulacağız her şeye varan

Bir şeyleri anlatabilen

Böyle dilsiz, böyle düşmanca,

Böyle bölük pörçük

Dolaşmayacağız bu dünyada”...Bugünlerde Bahar İndi

 

Yaşar Kemal’i  28 Mart 2011 tarihinde Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin ödülünde, konuştuğu o cümleleriYazarları, gazetecileri, gazeteleri satın almak, batan Osmanlıdan kalma bir gelenektir. Daha da yoğunlaşarak sürüyor. Özgürlük düşüncesi sınırsızdır. Basın, dünyamızdaki pek çok kötülüğün bilinmesini, duyulmasını sağlayarak önemli savaşımlar vermiş, kahramanlar yetiştirmiştir. Düşünceyle uğraşmak, düşünceye önem vermek baskıcı düzenlerde her insanın başını belaya sokuyor. Bugüne kadar basın şöyle bir doyasıya özgürlük yüzü göremedi. Hep baskı, hep baskı, hep satın alma…Yargı mekanizması adalet yerine öfke ve korku kaynağı olursa işte bir ülke böyle olur. Hapishane kötüdür, ölüm gibi. Bilincine varınca düzleşir, olağanlaşır. İnsan soyunu zulüm kadar hiçbir şey küçültmez. Ne derler, zulmün artsın ki tez zeval bulasın… Zulüm aşağılık, insanlık dışı bir şeydir, ölümden de beterdir. Bilincine varınca olağanlaşır. Hepsinden beteri de insan soyunun yakasına yapışmış korkudur. İnsan, insan soyu korkuda çürümez. Zulüm aslında korkudur! Diyorum ki, korkulmasın, bugünkü, bu gelip geçici duruma bakıp umutsuzluğa düşmenin bir gereği yok… Bugün hapishanelerde veya mahkeme kapılarına gitmeyi beklerken mesleğinin ve insanlık onurunun hakkını verenler var. Onlar ve onların hakları için omuz omuza yürüyen, sesini yükseltenler insanlığımızın daha bitmediğini, vurdumduymazlığımızın bizi öldürücü hale getirmediğini kanıtlıyorlar. İnsanoğlu umutsuzluktan umut yaratandır. Demokrasiyi yaratmak insanlığın büyük gücü olmuştur. Çok söyledim, tekrar söylüyorum. Ya demokrasi ya hiç…Ve Türkiye hiçe layık değildir. Selam olsun düşünce özgürlüğü ve insan hakları için direnen meslektaşlarıma. Selam olsun insanlık toptan tükenmedikçe umudun da tükenmeyeceğini gösterenlere!”   Yaşar Kemal



"Evrende iki sonsuz doğurgan yaratıcı güç vardır. Biri insan, öbürü doğa. İnsan, yaratıcılığını yitirdiği gün, doğa yaratıcılığını bitirdiği gün her şey bitecektir."