Ben irticanın kokusuna o kadar hassasımdır ki Cumhuriyeti kurduğumuz
günden beri o kokuyu bilirim. Katil, komünist, faşist, hırsız hepsi
canından korkar. Ama mürteciler öldüğü zaman Hazreti Peygamberin yanına
gömüleceğini sanır. Ölüm korkusu yoktur...İsmet İnönü
Ege bölgesindeki
gezisinde konuşan Mustafa
Kemal ise şunları söylüyordu:
“Halkın saflığından yararlanarak
ulusun maneviyatına sataşan kimseler
ve onların takipçi ve müritleri elbette
birtakım cahillerden ibarettir. Ulusumuzun önünde açılan kurtuluş ufuklarında durmaksızın yol almasına
engel olmaya çalışlanlar, hep bu örgütler ve bu örgütlerin üyeleri olmuştur.
Türk ulusunun bunlardan daha büyük
düşmanı olmamıştır.
Bunların varlığını hoşgörü ile
kabul edenler, Menemen’de Kubilayın başı kesilirken kayıtsız, ilgisiz
izlemeye dayanan ve hatta alıkoymaya cesaret edenlerle birdir.”
Menemen olayına karışanların
yargıanması için Divan-ı Harp
Başkanı General Mustafa Muğlalı
görevlendirildi.
Muğlalı sanıklara
“tarikatın
aydın tabakalarından bu ulus çok
zarar görmüştür. Tarikatçılar, her
zaman ulusa ve ülkeye kötülük
yapmışlardır. Son 400 yıllık Türk
tarihi incelenirse din ve tarikat perdesi
arkasında zavallı saf Müslümanları kalpte saklı olan o ‘sırla’ zehirlemiş
ve bu ulus sizin aletiniz olmuştur”
dedi.
Menemen Olayı’nın soruşturması
derinleştirildikçe, olayın çıban baflı
konumundaki hazırlayıcısı tarikat
lideri Şeyh Esat’ın yurt dışı bağlantıları olduğu da saptandı, ortaya çıkarıldı.
“Yurt dışı güçler”, yeni kurulan Türkiye Devleti’nin varlığı yanısıra, onun
yönetim biçimi cumhuriyetten de
duyduklaru rahatsızlıklarını, dedelerinden miras aldıkları ve torunlarına
miras bırakacakları alışılagelmiş yöntemleriyle sürdürüyorlardı .
yasarozturk@butundunya.com.tr