Yalnız Seni Arıyorum (Nahit Hanıma Mektuplar)
Seni kendime karşı biraz daha alakalı görmek herhalde hoşuma gidecekti. Ama ne yapalım, hisler zorlanmaya gelmez. Karşılıklı duygularımızın samimi olması daha iyi. Son mektuplarımı soğuk bulduğunu söylüyorsun. Soğuk buluşun belki de öyle bulmak istediğin içindir. Biraz da kendini dinle. Ama her şeye rağmen biraz da haklı olabileceğini düşünüyorum. İçimde bir yeis var. Seni çok bekledim. Ancak yazın görülebileceğimizi tahmin ediyordum. Yegane ümidin dahi tahakkuk edemediğini görmek beni ister istemez düşündürdü. Demek ki artık karşı karşıya gelebilmemiz çok güç bir şey. İnsan karşılaşmanın bile bu kadar güç olduğunu düşünürse, günün birinde birlikte yaşayabileceğine nasıl inanır? Daha uzun zaman birbirimizi görmeden yaşamaya mahkum olduğumuzu düşünmenin ne biçim bir şey olduğunu tasavvur edebiliyor musun? Bana artık birbirimizden bütün bütün ayrılmışız gibi geliyor. Bundan sonra mektuplaşmamız da tuhaf olacak. Kaderleri ta başlangıçta ayrılmış, her biri ayrı birer kıtada kalmış iki eski sevgilinin ömürlerinin sonunda birbirlerinden haber alması gibi. Sen bundaki acılığı duymuyor musun ? Ben çok duyuyorum. İradelerimiz bundan ileriye geçemiyor demek. Ne zayıf mahluklarmışız. Zayıf olan, zayıf olduğu için de kabahatli olan ihtimal daha çok benim. Bununla beraber hayatımın böyle bir istikamet alışında senin büyük bir payın olduğunu da kabul etmek lazım. Seni tanımasaydım herhalde başka türlü bir insan olurdum. Daha mı iyi olurdu bilmiyorum; ama herhalde daha az bedbaht olurdum. Bunun niçin böyle olduğuna sen pek akıl erdiremezsin. Çünkü kendinin benim hayatımda nasıl var olduğunu ve ne vakitten beri var olduğunu bilemezsin. Ben evvela senin için bir eğlenceydim, ama sen benim için hiçbir zaman öyle olmadın.