Karşılaştığı bir takım olağanüstü olayları benimsediği materyalist ve
pozitivist felsefenin ilkeleriyle açıklayamayan, şüphe, tereddüt ve
bunalımlar içinde kıvranan Ferit, tıp fakültesini bırakıp felsefe
bölümüne geçen fakat içinde bulunduğu mütereddit ruh hali sebebiyle
buraya da düzenli olarak gitmeyen bir üniversite öğrencisidir. Ferit,
Yüksekkaldırım'da içinde birbirinden garip insanların yaşadığı bir
pansiyonda kalmaktadır. Pansiyonda kaldığı altı gün boyunca
karşılaştığı olağanüstü olaylar ve kız arkadaşı Selma ile arasında geçen
tartışmalar, ciddi bir psikolojik bunalımdan geçen Ferit'in durumunu
daha da kötüleştirir. Pansiyonda tanıştığı Aziz, bu sıkıntılı günlerinde
Ferit'in en büyük destekçisi olur. Teyzesinin gizemli bir şekilde ölümü
ile yüklü bir mirasa kavuşan Ferit, yaşadığı travmayı atlatabilmek için
Aziz'in tavsiyesiyle Ada'da bir ev kiralar. Bu ev bir yıl önce ölmüş,
gizemli bir kadın olan Matmazel Noraliya'ya aittir. Peyami Safa'nın,
kaleme aldığı romanları içinde en fazla beğendiğini ifade ettiği romanı
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, anlatım tekniği ve olay örgüsü bakımından
bütün eleştirmenlerce Türk edebiyatının en ciddi psikolojik romanı
olarak kabul edilmektedir.
Delilik
şüphesiz aptallıktan iyidir. Delilik var olmuş bir zekânın yok
oluşudur; aptallık, var olmamış bir zekânın var olmamağa devam edişidir.
Deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı. Aptallığın şerefli bir tarihi bile
yok.