yaşamak istiyorum
yaşamayı bu soğumuş cehennemde
ölü bir dost gibi içim titreyerek düşünmek değil sade, yaşamayı yaşamak istiyorum.
***
bu küfür küfür değil, küflü rüzgar,
***
bu küfür küfür değil, küflü rüzgar,
bu silsilesini siktiğimin koridorlarına
demirli dosyalar gibi sıralanmış kapılardan
ayaklarımın dibine kadar sokularak
ve sezdirmeden üflüye üfüre
parmaklarımın uçlarını kemiren
bu kılları ağarmış fare
ne bilir, ne anlar ki çocuklardan haber vere!
hem verse de ne umurum!
ben ki müebbet muhabbete mahkûmum,
çocuklardan haber değil,
çocukları güneş kokan enselerinden koklaya koklaya öpüp
ısırmak istiyorum
***
bu uzaklardan ürüyen zağarlar ki şehirdir
üleşemiyorlar zaar gece denen kemiği,
erken o bed sesli avcı, ezân'ı muhammedî
önüne katıyor onca yeziti
allah ekberdir! allah eksper'dir!
lakin inliyor gene uykusunda mahir
ve hep böyle demeç verircesine sayıklayan şerifoğlu
o allahlığını bilsin, diyor, ben kulluğumu!
velhasıl
bu her gece uykusunda bağırıp çağıran,
ağlayan, gülen, konuşan, isyan eden, yalvaran, küfreden, diş gıcırdatan
adem babalar arasında,
bu damsız damda,
bu havva'sız havada
saf şair olamıyor adam,
sökmüyor sırf şiirsel yorum
hani
ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum, diyor ya nâzım,
ben de artık şiir düzmek değil, şiiri düzmek istiyorum
***
sen değildin görüş günü telörgüden görünen,
boncuklarla işlediğim suretindi o senin;
gölgenin güneşe nispeti, leylim
hem seni ben, seni görmekle görmüş değilim,
görmedikçe gözlerinin gördüklerini tekmil:
sabahları çarşıya giderken, örneğin,
gece dışarda kalmış, üşümüş, tüyleri ıslak bir kedi gibi
nasıl ayaklarına sürtünüyor komşu arsadaki yeşil
ve tam köşeyi dönerken, ıhlamurların orda
eteklerini beline sokmuş vallahi billahi ha!
nasıl tıpkı esmanım gibi çamaşır yıkıyor sahi!
görmedikçe gördüğün bu mucizeleri,
görmedikçe senin gözlerinle evreni,
göremiyorum ki dünya gözüyle seni
hem ben sana bişey söyleyim mi yavrum,
ben aslında seni görmek filan değil,
düpedüz seni istiyorum!
***
yaşamayı yaşamak istiyorum demiştim,
neylersin ki,
bu damda bu dem,
ayaklarınla uyaklarında zincir,
böyle topal koşmalarla geçiyor
günlerimiz,
oysa methetmek gibi olmasın
kendimi ama:
yaşamım benim,
en güzel şiirim!