Gençlik; mamur, tavanı adamakıllı yüksek, dört duvarı sapasağlam bir eve benzer.
Gözün görüşü, söz söyleme kabiliyetini
artırır, gözdeki aşk da doğruluğu.
Dağdan alsan da yerine koymasan dağ bile yerinde kalmaz, yok olur gider.
Sohbet vardır, keskin bir kılıca benzer; bostanı, ekini kış gibi kesip biçer. Sohbet vardır, ilkbahar gibidir. Her tarafı yapar, sayısız meyveler verir.
Arayan aradığını bulsun diye yerden ne biterse ihtiyaç sahibi için biter.
Nerde dert varsa deva oraya gider, nerde yoksulluk varsa nimet oraya varır.
Ümitsizlik diyarına gitme, ümitler var. Karanlığa varma, güneşler var.
Danışmak, insana anlayış ve akıl verir; akıllar da akıllara yardım eder.
Şu üç şey hakkında dudağını kıpırdatma; gittiğin yol, paran, bir de mezhebin. Çünkü bu üçünün de düşmanı çoktur. Düşman bildi mi sana pusu kurar. Bir-iki kimseye söyledin mi, artık o sırra veda et. İki kişiyi aşan, bir başkasına da söylenen her sır, yayılır.
Kalemin rüzgârdan, kağıdın sudan olursa ne yazarsan derhal yok olur. Mânâsız söz, su üstüne yazılan yazıdır. Ondan vefa umarsan iki elini ısırarak dönersin.
Hürmet eden, hürmet görür. Şeker getiren badem şekerlemesi yer. Temiz şeyler, temizler içindir; sevgiliyi hoş tut, hoşluk gör.
Baharların tesiriyle taş yeşerir mi? Toprak ol ki renk renk çiçekler bitiresin.
Usta hangi hünerle tanınmışsa, hangi hünerle şöhret bulmuşsa, çırağı da o hünerde ilerler, o hünerde meşhur olur.
Güzel yüz aynaya âşıktır. Güzel yüz aynaya âşık olduğu gibi cana cila, kalplere de temizlik verir.
Ey ulu kişi! Dostları görmeye eli boş gitmek, değirmene buğdaysız gitmeye benzer.
Âdemoğlu, dilinin altında gizlidir. Bu dil, can kapısına perdedir. Bir rüzgâr esti de kapıyı kaldırdı mı, evin içinde ne varsa görünür.
Gözün görüşü, söz söyleme kabiliyetini
artırır, gözdeki aşk da doğruluğu.
Dağdan alsan da yerine koymasan dağ bile yerinde kalmaz, yok olur gider.
Sohbet vardır, keskin bir kılıca benzer; bostanı, ekini kış gibi kesip biçer. Sohbet vardır, ilkbahar gibidir. Her tarafı yapar, sayısız meyveler verir.
Arayan aradığını bulsun diye yerden ne biterse ihtiyaç sahibi için biter.
Nerde dert varsa deva oraya gider, nerde yoksulluk varsa nimet oraya varır.
Ümitsizlik diyarına gitme, ümitler var. Karanlığa varma, güneşler var.
Danışmak, insana anlayış ve akıl verir; akıllar da akıllara yardım eder.
Şu üç şey hakkında dudağını kıpırdatma; gittiğin yol, paran, bir de mezhebin. Çünkü bu üçünün de düşmanı çoktur. Düşman bildi mi sana pusu kurar. Bir-iki kimseye söyledin mi, artık o sırra veda et. İki kişiyi aşan, bir başkasına da söylenen her sır, yayılır.
Kalemin rüzgârdan, kağıdın sudan olursa ne yazarsan derhal yok olur. Mânâsız söz, su üstüne yazılan yazıdır. Ondan vefa umarsan iki elini ısırarak dönersin.
Hürmet eden, hürmet görür. Şeker getiren badem şekerlemesi yer. Temiz şeyler, temizler içindir; sevgiliyi hoş tut, hoşluk gör.
Baharların tesiriyle taş yeşerir mi? Toprak ol ki renk renk çiçekler bitiresin.
Usta hangi hünerle tanınmışsa, hangi hünerle şöhret bulmuşsa, çırağı da o hünerde ilerler, o hünerde meşhur olur.
Güzel yüz aynaya âşıktır. Güzel yüz aynaya âşık olduğu gibi cana cila, kalplere de temizlik verir.
Ey ulu kişi! Dostları görmeye eli boş gitmek, değirmene buğdaysız gitmeye benzer.
Âdemoğlu, dilinin altında gizlidir. Bu dil, can kapısına perdedir. Bir rüzgâr esti de kapıyı kaldırdı mı, evin içinde ne varsa görünür.