Babası, Cemgil'in katledilmesinin
ardından onu ihbar eden köylülere yönelik şu sözleri söylemiştir; Ben
varlıklı bir aileden geliyorum. Öğretmenim. Ekonomik durumum oldukça
iyi. Oğlumu en iyi şekilde yetiştirdim. En iyi okullarda okuttum.
Ülkenin en güzide üniversitesi ODTÜ'de okuyordu. Hiçbir şeye ihtiyacı
yoktu. Ölmese yüksek mühendis çıkacak ve o da varlıklı bir hayat
yaşayacaktı. Fakat o sizin iyiliğiniz için öldü. Bunu bilesiniz diye
söylüyorum.
Adıyaman
Gölbaşı ilçesine cenazeyi almaya giden Sinan'ın annesi Nazife Cemgil,
çevresini saran kadınlara Sinanlar'ı şöyle anlatmıştır: Bu oğlum
Sinan... Bunlar da onun arkadaşları (Kadir ve Alpaslan), kardeşleri....onlar da oğullarım...Bu çocuklar, bu oğullar; bu ülkeyi, halkı, sizleri
sevdiler. Başka bir istekleri yoktu. Her biri birer dehaydı. Her biri
üstün zekalı birer güzel insandı. Dileselerdi, düzenin adamları
olsalardı, şimdi burada cansız yatmazlardı. Birer milyoner olurlardı.
Ama onlar, halkı, sizleri sevdiler. Sizin sorunlarınızı omuzladılar.
Size yalan söylüyorlar. Onlar eşkıya değildi.