29 Mayıs 2014

Seçme Şiirler

Yola Getirilen Kişilere 
Baskının arttığı günlerde
Ekmeğinden olmamak için
Karar verdi bizimkisi
Artık ağzını sıkı tutacaktı
Gizleyecekti suçlarını bu kapkaç düzenin
Ama yalanlarını da yaymayacaktı
Yani, ne açığa vuracaktı pisliklerini onun
Ne de karanlık işlerini övecekti

Baskının arttığı günlerde
Ekmeğinden olmamak için
Düzenle uzlaşmış görünecekti
Doğruya aykırı bir şey söylememe kararı
Yaradı gerçeği örtbas etmeye
Ama uzun süremezdi bu da
Hiç iyi karşılanamazdı bürolarda, laboratuvarlarda
Fabrika avlularında iyi karşılanamazdı
Söylememesi insanların doğruya aykırı bir şey
Olağandı ağzını açmamak
Meslektaşlarının görüp de kanlı suçlarını
Yağmur gibiydi korkunç kıyımlar
Yağmur gibi geçici ve kaçınılmaz
Gerçi susmakla suçlulardan yana oluyordu
Ama çok çabuk anladı her şeyi
Ekmeğinden olmamak için
Yetmeyecekti gerçeği gizlemesi
Yalan da söylemek vardı işin içinde

Zorbalar kızmıyor, bir şey demiyorlardı
Bayağılaşmasına onun, alçalmasına
Ekmeğinden olmamak için
Davranışında bir şey yoktu onlara ters gelen
Ne bir aldığı vardı onlardan, ne de bir beklediği
Güçlülerin masasında, kalkıp ayağa
Açınca ağzını konuşma yapan
Yemek kırıntılarını görüyordu
Onun dişleri arasından

Onu kuşkuyla dinliyordu ama
Gene de ağrına gidiyordu övgüleri bu adamın
O değil miydi daha dün baskıyı eleştiren
Zafer şölenine çağrılmayan üstelik
Ezilenlerin dostu değil miydi dün bu adam
Çok iyi tanıyorlardı onu, çok iyi
Bir şey, söylendiği vakit vardı, doğru
Söylenmediği vakit yoktu o şey
Baskı yok, deniyordu madem
Öyleyse baskı yoktu
Katil için, kurbanın kardeşini
Satın almaktı en kısa yol
Ve tanıklık ettirmekti ona
Kardeşimin başına bir kiremit düştüydü
Kardeşimin ölümü bundan

Bu basit yalan da yetmedi, neylersiniz
Gerçeği uzun süre gizlemeye
Yalan söylemesi gerekti daha bir sürü
Ekmeğinden olmamak isteyenin

Yarışması gerekti, çılgınlar gibi
Ekmeğinden olmamak isteyenlerle
Ama yetmedi yalan söylemeye yanaşmak
Bilmek de gerekti yalan söylemeyi
Ekmeğinden olmamak dileğine
Karıştı bir anlam vermek dileği
Budalaca bir gevezelikle
Sözle anlatılmayanı
Söylemek dileği karıştı
Çok daha özel, çok daha ince
Övmek zorundaydı ayrıca
Zorbaları başkalarından çok
Çakılmasın diye vaktiyle baskıyı yerdiği
Gerçeği bilenler, az gittiler uz gittiler
Sonunda en azgınları oldular yalancıların

Ama uzun sürmedi bu da
Adamın biri çıktı bir gün, ispat etti
Onların namuslu olduklarını eskiden
Ekmeklerinden oldular işte o zaman...Bertolt Brecht
 

Tutuklamayın Ozanları
Bir ozanı tutuklamak
Tutuklamaktır ana dilini
Gökyüzünü yoksunlamak Türkçeden
Kırmaktır en taze dalı su yürürken

Bir ozanı tutuklamak
Tutuklamaktır ana sözcüğünü
Dili büyüten güneşli kapı önlerinde
Konuşurken gelen geçenle

Bir ozanı tutuklamak
Tutuklamaktır yaşamın pınarını
Bir ulusun yağmurlarını biriktiren
Ve akıtan zamanın dağ eteğinden

Bir ozanı tutuklamak
Nisan başlangıcında bir daldan
Üreyen bir gül haberini
Dondurmaktır ve sürdürmektir zemheriyi

Ozanı tutuklayan toplum, tutuklar kendisini
Bir büyük hapishanedir artık orası
Devlet adamı da tutukludur orda bir bakıma
Muş ovasında ot biçen bir köylü de...Ceyhun Atuf Kansu

Ağır Ölüm

Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar, her gün aynı yoldan yürüyenler, yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler, giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler, tanımadıklarıyla konuşmayanlar.

Ağır ağır ölür tutkudan ve duygulanımdan kaçanlar, beyaz üzerinde siyahı tercih edenler, gözleri ışıldatan ve esnemeyi gülümseyişe çeviren ve yanlışlıklarla duygulanımların karşısında onarılmış yüreği küt küt attıran bir demet duygu yerine “i” harflerinin üzerine nokta koymayı yeğleyenler.

Ağır ağır ölür işlerinde ve sevdalarında mutsuz olup da bu durumu tersine çevirmeyenler, bir düşü gerçekleştirmek adına kesinlik yerine belirsizliğe kalkışmayanlar, hayatlarında bir kez bile mantıklı bir öğüde aldırış etmeyenler.

Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar.

Ağır ağır ölür özsaygılarını ağır ağır yok edenler, kendilerine yardım edilmesine izin vermeyenler, ne kadar şanssız oldukları ve sürekli yağan yağmur hakkında bütün hayatlarınca yakınanlar, daha bir işe koyulmadan o işten el çekenler, bilmedikleri şeyler hakkında soru sormayanlar, bildikleri şeyler hakkındaki soruları yanıtlamayanlar.

Deneyelim ve kaçınalım küçük dozdaki ölümlerden, anımsayalım her zaman: yaşıyor olmak yalnızca nefes alıp vermekten çok daha büyük bir çabayı gerektirir.

Yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi muhteşem bir mutluluğun kapısına...Martha Medeiros