Nikos Kazancakis, çağdaş Yunan edebiyatının ancak buzlucam ardından
seçilebilen, tedirgin ve büyük kişiliklerinden biri olarak çok
tartışıldı, yanlış bilindi, az sevildi. Sinemaya da uyarlanan Zorba adlı
bu romanı, onun kendisiyle giriştiği bir tür sessiz hesaplaşma
sayılabilir. Geçmişin, kayıp giden zamanın, insanın temel yanılgılarının
bir kez daha gözden geçirilmesidir bu roman. Zorba aracılığıyla
Kazancakis, hayatının, yenilgiler ve soru işaretleriyle dolu bir
bilançosunu çıkarır. Korkmamayı, yaşamı sevmeyi, ayakta durabilmeyi
Aleksi Zorba’dan öğrenmiştir. Gerçekten de Zorba, bir yaşam kılavuzudur.
Özgür insanların simgesidir. Kazancakis’in mezar taşında yazılı
olanlar, doğrudan Aleksi Zorba’nın ağzından dökülmüş yazgı sözcüklerini
andırıyor: “Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm.”
Zorba adlı bu romanı, onun kendisiyle giriştiği
bir tür sessiz hesaplaşma sayılabilir. Geçmişin, elden kayıp giden
zamanın ve insanın temel yanılgılarının bir kez daha gözden
geçirilmesidir bu roman. Bu
bağlamda ele alınınca, bu roman, Zorba ile yazarın yaşam öykülerinin
çizili sınırları arasında sonsuz atkı ve çözgülerle sokunmuş büyülü bir
kumaştır, denebilir; baştan sona sürekli bir arayışı, sonu gelmez
çabaları yansıtan bir kanaviçedir; insanı arayışın serüvenidir...
Nikos Kazancakis’in en çok sevilen ve okunan başyapıtı Zorba,
Girit’e gelen bir İngiliz’in ve hayatına giren bir kasırganın, Aleksi
Zorba’nın hikâyesi. Savaşıyla, tutkusuyla ve hazlarıyla hayatın her
meyvesini tatmış olan Zorba’nın yalın bilgeliği ve zaptedilemez yaşama
sevinci bulaşıcıdır. Birbirlerine tamamen zıt olsalar da, yaşama
sığmayan bu karakter, genç adama hayata ve yaşamaya dair çok şey
öğretecek, onu Akdeniz’e özgü bir aydınlanma yoluna çıkaracaktır.
Hayatın sunduğu tüm deneyimlerin peşinden tutkuyla giden, ümitsizlikleri kollarını açıp dans ederek def eden Zorba’nın öyküsü, edebiyatın simgeleşmiş ve ölümsüzleşmiş karakterlerinden birinin portresi. Varoluşumuzu güzellikleriyle ve acılarıyla dolu dolu yaşamaya çağıran, devirlere meydan okuyan bir yaşam rehberi.
Hayatın sunduğu tüm deneyimlerin peşinden tutkuyla giden, ümitsizlikleri kollarını açıp dans ederek def eden Zorba’nın öyküsü, edebiyatın simgeleşmiş ve ölümsüzleşmiş karakterlerinden birinin portresi. Varoluşumuzu güzellikleriyle ve acılarıyla dolu dolu yaşamaya çağıran, devirlere meydan okuyan bir yaşam rehberi.
Artık dünküleri hatırlamaktan, yarınkileri istemekten vazgeçtim; şimdi, şu anda ne oluyor, o ilgilendiriyor beni.