Acılara gebedir tutkular! – Kim yatıştırabilir
Çok şeyler yitirmiş bir yüreğin ürkekliğini?
Hızlı uçup giden zamanlar, şimdi nerededir?
Boşunadır artık en güzelin sana nasipliği!
Bulanıktır ruh, karmakarışıktır başlangıçlar;
Dünyanın yüceliğini de algılamaz olur duyular!
Çok şeyler yitirmiş bir yüreğin ürkekliğini?
Hızlı uçup giden zamanlar, şimdi nerededir?
Boşunadır artık en güzelin sana nasipliği!
Bulanıktır ruh, karmakarışıktır başlangıçlar;
Dünyanın yüceliğini de algılamaz olur duyular!
İşte o anda yükselir müzik, melek kanatlarının titreşimleriyle,
Milyonlarca ve milyonlarca ezgiden oluşma bir örgü gibi,
Alabildiğine sızmaya başlar insanın bütün benliğine,
Doldurur içine sonrasız bir güzelliği;
Bir hazza dalar gözler, algılar yüce bir özlemle,
Hem ezgilerin, hem de gözyaşlarının kutsal değerini.
Milyonlarca ve milyonlarca ezgiden oluşma bir örgü gibi,
Alabildiğine sızmaya başlar insanın bütün benliğine,
Doldurur içine sonrasız bir güzelliği;
Bir hazza dalar gözler, algılar yüce bir özlemle,
Hem ezgilerin, hem de gözyaşlarının kutsal değerini.
Ve böylece rahatlayan çarpıntılı yürek hisseder ki,
Yaşamaktadır, çarpmaktadır ve çarpmak ister hâlâ,
O olağanüstü cömert armağana içten teşekkürlerini,
Sunmak için kendi kendini yanıtlarcasına.
İşte o anda – ah, hep sürebilse ne olurdu! –
Yaşanmıştır artık müziğin ve aşkın çifte mutluluğu.
Yaşamaktadır, çarpmaktadır ve çarpmak ister hâlâ,
O olağanüstü cömert armağana içten teşekkürlerini,
Sunmak için kendi kendini yanıtlarcasına.
İşte o anda – ah, hep sürebilse ne olurdu! –
Yaşanmıştır artık müziğin ve aşkın çifte mutluluğu.