Bence
adalet arayan, özgürlükçü ve mazlum halk kitlelerinin kurtuluşunun
peşinde olan düşünürlerin, on dokuzuncu yüzyılda materyalizme ve din
karşıtı mücadeleye sürüklenmelerinin sebebi, bilimsel araştırmalar da
değildi. (çünkü modern bilim araştırmacıları, materyalizme
inanmamaktadırlar.) Tersine Kilise ve egemen sınıfın siyasal ve ekonomik
yönlerinden birini oluşturan din yetkililerinin halk karşıtı
yönlendirme ve uyuşturma rolü; halkı sömürme, istismar etme, ezme,
durgunlaştırma ve parçalamayı koruma ve yönlendirme için egemen sınıfın
mümessiliydi.
Her halükarda materyalizm, özel felsefi bir okulun teorik bir inancıdır.
Hâlbuki sosyalizm, bir insani ideal, bir hayati zarurettir...