Demirel de soruyu yönelten kişiye:
- "Bak sana bunu bir fıkrayla anlatayım da pazar neşesi olsun" demiş.
Demirel'in anlattığı fıkra şu:
Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı
varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna
güzel bir koku gelmiş.Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini
bekleyen nefis bir ördek var...Karakuşi Kadı, fırıncıya:
- 'Ben bunu aldım' demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen
ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin asil sahibi gelmiş:
- 'Hani bizim ördek?' Fırıncı boynunu büküp:
- 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya
giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya
başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor...
Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki
tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu
düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can
havliyle kaçan
fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da
kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler
hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına çıkarmışlar. Kadı
sırayla sormuş...
Ördeğin sahibi,
- 'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye
şikáyet etmiş. Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş:
- 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?' Fırıncı
- 'Uçtu' demiş. Kadı, kara kaplı defterini
açmış:
- 'Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O
halde ördeğin uçması suç değil' diyerek, fırıncının ördek işinden
beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş.
Onun şikáyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş:
- 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü
çıkarıla... Davacı:
- 'Benim tek gözüm çıktı. Şimdi ne olacak?' diye sorunca Karakuşi Kadı,
- 'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun
tek gözünü çıkaracağız. Tabii gayrimüslim şikáyetinden hemen
vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş. Çocuğunu düşüren
kadının kocasına da Karakuşi
Kadı:
- 'Tamam' demiş, 'Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk
koyacak.' Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı
bu davadan da kurtulmuş. Kadı dönmüş Yahudi'ye:
- 'Senin şikáyetin nedir bre?'…Yahudi bir süre düsündükten sonra
ellerini açmış,
- 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa Sen, e mi !'
- "Bak sana bunu bir fıkrayla anlatayım da pazar neşesi olsun" demiş.
Demirel'in anlattığı fıkra şu:
Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı
varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna
güzel bir koku gelmiş.Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini
bekleyen nefis bir ördek var...Karakuşi Kadı, fırıncıya:
- 'Ben bunu aldım' demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen
ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin asil sahibi gelmiş:
- 'Hani bizim ördek?' Fırıncı boynunu büküp:
- 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya
giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya
başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor...
Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki
tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu
düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can
havliyle kaçan
fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da
kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler
hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına çıkarmışlar. Kadı
sırayla sormuş...
Ördeğin sahibi,
- 'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye
şikáyet etmiş. Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş:
- 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?' Fırıncı
- 'Uçtu' demiş. Kadı, kara kaplı defterini
açmış:
- 'Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O
halde ördeğin uçması suç değil' diyerek, fırıncının ördek işinden
beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş.
Onun şikáyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş:
- 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü
çıkarıla... Davacı:
- 'Benim tek gözüm çıktı. Şimdi ne olacak?' diye sorunca Karakuşi Kadı,
- 'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun
tek gözünü çıkaracağız. Tabii gayrimüslim şikáyetinden hemen
vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş. Çocuğunu düşüren
kadının kocasına da Karakuşi
Kadı:
- 'Tamam' demiş, 'Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk
koyacak.' Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı
bu davadan da kurtulmuş. Kadı dönmüş Yahudi'ye:
- 'Senin şikáyetin nedir bre?'…Yahudi bir süre düsündükten sonra
ellerini açmış,
- 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa Sen, e mi !'
Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa
dönerek, kıssadan hisse:
- Ananı "öpen" kadı ise, kimi kime şikáyet
edeceksin?.. Bugün ülkedeki durum bu! Agnadın mı?
dönerek, kıssadan hisse:
- Ananı "öpen" kadı ise, kimi kime şikáyet
edeceksin?.. Bugün ülkedeki durum bu! Agnadın mı?