Bıçağın Ucu / Aynanın İçindekiler 1
Saplantılarıyla boğuşan, genelgeçer ahlak kurallarının hor gördüğü bir durumu içinde hissederek yaşayan, Bayraktar Paşazadelerin kızı Suat… Kadınlardan korkan, onları doğru dürüst tanımayan ve fahişelerin dışında hemen hiçbirisine yanaşmamış, Manisa eşrafından Hacıbeyoğlu’nun oğlu Halim… Bu iki insan, hapsedilmiş bir ozanın kurtarılması için düzenlenen bir toplantının, kışkırtılmış halk kalabalıklarınca basılıp, polisçe dağıtıldığı kargaşanın içinde birbirlerine itilirler…
Bıçağın Ucu bir
cehennemi anlatıyor. Bu cehennem Türkiye’deki aydınların yaşamıdır.
Roman kahramanı Halim’in dediği gibi: Gerilime alıştık bir
tanem, yıllardır bıçağın ucunu kalbimizin üstünde duyarak yaşıyoruz,
koymuyor.
– SELİM İLERİ
Attilâ ilhan bu romanıyla, yoz
kişileri, çarpık düşünceleri, hasta kafaları, Pompei’nin son günlerini
hatırlatan Bizans kılıklı bir istanbul yaşantısını başarıyla veriyor.
– MİLLİYET
Attilâ
ilhan Bıçağın Ucu’nda, şiddetin düşünceyi yozlaştırarak devlete ve
topluma getirdiği zararları, mahvolan kişisel yaşantıları… suçları
çağdaş olmak, insanı sevmek, yaşamı sevmek olanlara sunulan ağır
cezaları anlatıyor.
– SADUN TANJU / CUMHURİYET
Attilâ İlhan 15 Haziran 1925’te Menemen’de doğdu. Türkiye’nin en üretken yazarlarından olan İlhan’ın genç yaşlarında başladığı düşünme ve yazma serüveni 10 Ekim 2005’te ölümsüzlüğe göçene kadar sürdü.
İlhan’ın bütün yapıtları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nca yayımlanmaktadır.
Aynanın İçindekiler;
1-Bıçağın Ucu
2-Sırtlan Payı
3-Yaraya Tuz Basmak
4-Desaadet’te Sabah Ezanları
5-O Karanlıkta Biz
6-Allah’ın Sunguleri
7-Gazi Paşa
BİR ROMANCININ
“İTİRAFLARI”
O günlerde İpek Film’e senaryolar yazıyorum.
İhsan İpekçi bir gün dedi ki, “Bir de İstiklâl filmi yapsaydık, şöyle kostümlü filân.” Tasarıyı hemen benimsedim: O sıra yakın tarihimize merak sardırmıştım ki, elime ne geçerse harıl harıl okuyorum; bu okumaların taze izlenimlerine dayanarak ‘esaslı’ bir Kuva-yı Milliye senaryosu çıkarmaktan iyisi mi olur? Önce adını yakıştırdım: Barut Ekmeği. Ardından kahramanlarını oluşturdum: Filistin Cephesinde savaşıp, Mütareke’de İstanbul’a dönmüş olan Yüzbaşı Ferid Bey’le, iki gözü kör bir Abdülhamit paşasının evlatlığı Ruhsâr Hanım! Yanlış aklımda kalmadıysa, film öyküsünü tamamlamış, asıl senaryoya geçmeyi planlıyordum, o iş ‘yattı’.
İşte sonradan Aynanın İçindekiler serüvenine atılmama neden olacak ilk adım budur.