16 Haziran 2017

Jean-Jacques Rousseau - Emile ya da Eğitim Üstüne

Jean-Jacques Rousseau'nun "en iyi ve en önemli kitabım" dediği Emile ya da Eğitim Üzerine, çocukların felsefi açıdan zengin ve düzenli bir yaşam sürebilmeleri için nasıl yetiştirilmeleri gerektiğiyle ilgili okuru yönlendirerek eğitimin ve insanın doğasını inceler. Locke ve Platon gibi düşünürlerle hesaplaşırken dönemine yönelik eleştirel bir bakış da geliştirir. Çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimi dikkate alınarak bölümlendirilmiş olan Emile, bir gencin elde edeceği faydaların, değerlerin ve terbiyenin ona nasıl sunulacağına dair bir yol haritası çizer. Çocukların eğitimiyle ilgili olarak anne babaların ve eğitimcilerin sorumluluklarını ve görevlerini anlatır. Rousseau aklı överken, çocukların yalnızca kitaplar aracılığıyla değil, somut dünyayı ve gerçeği keşfederek deneyim sahibi olması gerektiğini vurgular.
"Jean-Jacques Rousseau, insanlar hakkında bildiklerini, mutsuzlukları ve yetenekleri konusunda düşündüklerini, yaşayan kuşağa her zaman umut bağlamak gerektiğine olan inancını Emile'de dile getirmiştir."-Pierre Burgelin
 
 
"Yobazlardan uzak durun. Onlarla ilişki kadar zararlı bir şey yoktur. Onların o karanlık gururlarının tedavi edilmesi kesinlikle mümkün değildir; ya egemen olmak isterler ya da zarar verirler. Dostluklarına güvenilmez, nefret duyguları kesinlikle yumuşamaz; açgözlü, hırslı, kıskanç, fırıldaktırlar; intikam peşinde koşarlar; her işleri gizli kapaklıdır ve sürekli başkalarının yaşamlarını gözlerler. Ve hoşlarına gitmeyen işler yaptığınızda kendi aralarında oluşturdukları güçbirliğinin gazabından kurtulmak mümkün değidir. En doğrusu onlardan uzak durmaktır. Kendilerinden uzak duranı hor görürler ama onları terk eden korkmalıdır." Jean-Jacques Rousseau

Rousseau Ortaçağ kilisesinin dogmalarına karşı “aklı” öne çıkaran bir “Aydınlanma Çağı” filozofu olduğu kadar, modernitenin getirdiği bozulmalara karşı doğayı, şehre karşı da kırı savunan romantizmin öncü yazarlarından biri olarak da kabul edilmektedir. Kitapları ile zamanının ahlaksal, toplumsal ve siyasal düşüncelerine yön veren Rousseau Fransız Devrimine ideolojik alt yapı hazırlayan düşünürlerin başında gelmektedir.

Rousseau kendinden önceki “Sözleşme Kuramcıları” gibi, sözleşme öncesini durumu “Doğa Durumu” ile izah eder. Hobbes’a göre; Doğa Durumu’nda insanlar birbiri ile kavgalıdır ve bir savaş durumu söz konusudur. Mutlak egemen (Leviathan) gelerek bu duruma son verir ve insanlar sözleşme sonucu bu egemene mutlak olarak itaat ederler. J. Locke’da ise Doğa Durumu’nda insanlar barış içindedir. Sözleşme neticesinde mülkiyetlerini korumak için bir araya gelirler ve egemenliği parlamento ile kısıtlanmış bir hükümdara itaat ederler. Rousseau’da da doğa durumunda insanlar barış içinde olsalar da, mülkiyetin oluşumu kargaşa yaratmıştır. Bu sebeple bir sözleşme ile kendilerinden oluşan bir “Genel İrade”ye özgürlüklerini teslim etme ihtiyacı hissederler.