albert-camus-defterler
Aşkın öldürdüğü de olur , hem de kendinden başka hiçbir gerekçe olmaksızın.. Birini sevmenin başkalarını öldürmek olduğu bir sınırı bile vardır.. Bir bakıma aşk , kişisel ve mutlak suçluluk olmadan olmaz.. ama bu suçluluk yalnızdır.. Aklın tanıklığından yoksun , ağır bir yüktür. İnsan seviyorsa , yalnızca karar vermesi ve gerçek aşkın pek sonucuna yapayalnız karşılık vermesi gerekir.. Bu serüven dolu yalnızlığı , insan isteksiz bir kalbe ve ahlaka yeğler.. İnsan kendinden korkar ve kendisi için korkar.. Durumunu reddederek , kendini esirgemek ister.. Başlıca kaygısı , suçluluğunun ağırlığını biraz dindirecek bir gerekçe aramaktır.. Madem ki suçlu olmak gerekiyor , en azından , yalnız kalmasın.Aşktaki ölçüsüzlük azizlere özgüdür , gerçekten istenen tek şeydir..
Toplumlar , nefrette ürettikleri ölçüsüzlüğün dışında bir ölçüsüzlüğü
asla üretemediler.. Bu nedenle , onlara uzlaşmaz bir ölçü salık vermek
gerek.. Ölçüsüzlük , çılgınlık , uçurum , bunlar bazıları için , belli
edilmemesi , ya da olsa olsa , yalnızca zihinde yaratılması gereken ,
gizler ve tehlikelerdir.
Özgürlük ve Devrim
Önemli
bir bilimsel doğruyu bulan Galilei, yaşamını tehlikeye soktuğu anda
bulgusunu kolaylıkla yalanlamıştır. Bir anlamda iyi de yaptı. Bu doğru
diri diri yakılmaya değmezdi. Dünya mı güneşin çevresinde döner yoksa
güneş mi dünyanın çevresinde döner, hiç önemli değil bu. Ne olursa olsun
bu önemsiz bir sorundur. Buna karşılık yaşamın yaşanmaya değmediğini
düşünerek ölen birçok insan gördüm.
Sisifos Söyleni
Evet belki de mutluluğun sırrı saçmanın anlamsızlığını keşfetmemizdir.
İnsan düşüncesinin bir anlam taşıyabilecek biricik tarihini yazmak
gerekseydi, yapılacak şey birbirini kovalayan pişmanlıklarının ve
güçsüzlüklerinin tarihini yazmak olurdu.
*
Laf yetiştirmekte çok başarılı kişiler, kendini yetiştirmede çok başarısızdır.