16 Ekim 2015

Beden...İçimdeki Tanrı

Bedenli olmanın icabı – Nefis

Bedenli olmanın icaplarından en önemlisi nefsaniyete sahip olmanızdır. Bedenliyken nefis maddeyle olan bağınızda gerekli olan unsurdur.

Beşer varlığınızın ruhi gelişiminde bir noktaya kadar nefsinizi kontrol ederek beraber ilerlemeniz gerekmektedir. Dünya hayatınızdaki planlarınız doğrultusunda nefsiniz size eşlik eder. Ama bu birliktelikte her zaman ihtiyatlı olmak gerekir.

Ruhsal gelişimin belli bir aşamasına gelindiğinde artık nefsaniyeti yok etmek gerekir.

Bu hal zorlamayla, nefsimi yok edeceğim demekle olmaz. Kendiliğinden, beşer varlığın gelişim sürecinde nefsaniyete ihtiyaç duymadığı anda, doğal akışla yavaş yavaş olur. Uzun bir arkadaşlık bir anda bitmez, bitemez.

Bedenden ayrılış gerçekleştiğinde


Bedenli varlığın bedeninden ayrılması durumunda yaşadığı dönüşüm belli aşamalarda olur.

Varlığın bedene bağı, perispiri ya da anlamak için hangi ismi verirseniz o bağla olur. Varlık bedenden ayrılırken bu bağ yavaş yavaş gevşemeye başlar. Beşer her varlık şu ya da bu şekilde bu bağın gevşediğini hisseder. Fakat bu hissiyatı o anki algısına göre yorumlar.

Bedenden ayrılış gerçekleştiğinde şuurunun açılması bir anda olamaz, yavaş yavaş olur. Daha önceki durumun icaplarını bırakmak için varlığının onda yarattığı tesirle dünya hayatındaki yaşantısı gibi bir düzen oluşturur. Bu düzen tam olarak beşer hayatına benzemese de büyük benzerlikler gösterir. Yani bedenliyken gösterdiği gelişim bu ilk aşamada da kendini gösterir. Farkındalığı arttıkça imajinasyonuyla yarattığı bu dünya yavaş yavaş yok olmaya başlar. Gerçekliğiyle karşı karşıya kalır.

Gelişimin hiçbir aşamasında acelecilik yoktur. İster bedenli ister bedensiz, gelişim gösterdiğiniz her aşama sizin şuur alanınızda da yansıma yapar. Buna adapte olmak kolay değildir. Doğal akışa bırakmak en doğru yoldur. Aşamaları sırayla geçmek gerekir. Zira bu aşamalar birbiriyle bağlantılıdır.

Her beşerin aşamalarının sırası farklılık gösterir; hem fizik planda hem de astral boyutta…

Dikkat et acelecilik senin nefsinin sesidir…

Önemli Olan Senin Niyetin


Bilinmezin içinde gittiğini sanıyorsun. Anlamaya, doğruyu yapmaya çalışıyorsun. Doğruyu yapmadığını sanıp üzülüyorsun. Yanlış anlaşılmak seni çok korkutuyor. Bu korkuyu yenmek gerektiğini düşünüyor ancak üstünü örtüyorsun.

Aslında yanlış anlaşılacak bir şey yapmıyorsun. Yaptığın şey o anki doğrun. Bırak korkularını, önemli olan senin niyetin, senin duygun. Başkasının duygusundan sen sorumlu değilsin. Onun ne algısını, ne de duygusunu değiştirebilirsin. İç sesine uygun yaşarsan kendi yolunda ilerler, yanlış ya da doğrunun önemsiz olduğunu anlarsın.

Sen, senin sana öğrettiğinden mesulsün; bir başkasınınkinden değil.



TIK

İçimdeki Tanrı 

 

 

Jacques Prevert & Federico Garcia Lorca


Boşa Giden Zaman- Jack Prevert
Fabrikanın kapısında
İşçi zınk diye durdu
Güzel hava ceketinden tutup çekti onu
Arkasına dönüp bakınca
Güneşi gördü
Pırıl pırıl yusyuvarlak
Kurşun gibi gökyüzünde gülümsüyordu
Bizimki pek içli dışlı
Ona şöyle bir göz kırptı
"De hele güneş kardeş
aptallık değil mi pek
Kalkıp böyle bir günü
Patrona vermek?"


ANIŞ -
Federico Garcia Lorca

Ben ölünce
gömün gitarımla beni
kumlara.

Ben ölünce,
portakallarla
naneler arasına.

Ben ölünce
gömün isterseniz
rüzgâr gülüne.

Ölünce ben!