20 Temmuz 2015

Ahmet Telli - Yaşanan

Bir süredir kuşlar da yok
Kentin bulanık göğünde
Dumanlı bir uğultu
Uzayıp dururken sokaklarda
Ürküttü bütün kuşları da

Öfkeyi kollayarak sakin
Kalabilmenin zamanıdır
Biliriz ki bizimledir doğanın
Ve sevdanın gülümseyen sevinci
Ve onlar sahip çıkacaktır bize

Biz ki acılarla olgunlaştık
Biliriz kederi, kahrı ve zulmü
Aşkı ve hicranı da biliriz
Nice onmaz denilen yarayı
Acılarla sargılamadık mı

Ve ölesiye bağlıyızdır
Sevdamızı paylaşan
Uzak ve yakın dostlara
Ki ahde vefa denilen şey
Bizimle girmiştir kitaplara

Ama neler getireceğini yarının
Ve neler alacağını bizden
Hesaplamanın zamanıdır
Bel bağlayamayız çünkü
Feleğin ve zalimin insafına
 

Ayten Mutlu " Hüzün derindeki izidir aşkın "

Dörtlükler...
tutsak bir öfkedir aşkın tarihi
yalınlığın bilgesi her gün yeniden yazar
kırmızı bir güldür, kanar avuçlarında
sevda sararmış bir gül olur ağlar

Yalnızlık...
ruhundaki delik deşik bıçkın kayığı
terkedip girdapların çılgın dansında
sığınmak mavisiz bir limana

Yol Ayrımında...
kayalık dalgalarınla dinle beni
deniz çıplak uzanır tuzun beyazlığına
sen kendi düşlerinden asıldın mı hiç
yeni bir çığlık öğret yanıtlarına

hüzün derindeki izidir aşkın
birlikte susarlar yol ayrımında

Rüzgar...
kadın kum tanesinden bile küçüktü
daha küçüktü deniz kadındaki acıdan

esip duruyordu o eski rüzgâr
denize ve Samayolu'na aldırmadan

ve kadın yürüyordu çıplak anılarıyla
kumlara ve yıldızlara basmadan

Bir Sen Biliyorsun...
bir sen biliyorsun nerede olduğumu
uçur beni kanatların sırdaş beyazlığına

Bir Tanımı Olmalı...
sevdiğinin yüzüne son kez değercesine
söylenecek hiçbir şey kalmadı dercesine
en uzak tınıları boyayarak sesine
"hoşçakal" demenin de bir tanımı olmalı

ben ne söyleyeceğim şimdi yelkenlerime
bana rüzgâr dilinden sözcüklere gerek


Nâzım Hikmet - Memleketimi seviyorum

 

Memleketimi seviyorum:
Çınarlarında kolan vurdum, hapishanelerinde yattım.
Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı
memleketimin şarkıları ve tutunu gibi.

Memleketim:
Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya,
kursun kubbeler ve fabrika bacaları
benim o kendi kendimden bile gizleyerek
sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir.

Memleketim
Memleketim ne kadar geniş:
dolaşmakla bitmez tükenmez gibi geliyor insana.
Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum.
Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum
ve güneye
pamuk isleyenlere gitmek için
Toroslardan bir kere olsun geçemedim diye
utanıyorum.

Memleketim:
develer, tiren, Ford arabaları ve hasta eşekler,
kavak , soğut ve kırmızı toprak.

Memleketim.
Cam ormanlarını, en tatlı suları ve
dağ başı gollerini seven alabalık
ve onun yarim kiloluğu
pulsuz gümüş derisinde kızıltılarla
Bolu'nun Abant golünde yüzer.

Memleketim:
Ankara ovasında keçiler:
kumral, ipekli, uzun kürklerin parıldaması.
Yağlı, ağır fındığı Giresun'un
Al yanakları mis gibi kokan Amasya Elması,
zeytin, incir, kavun ve renk renk salkım salkım üzümler
ve sonra kara saban
ve sonra kara sığır:
ve sonra: ileri, güzel, iyi
her şeyi
hayran bir çocuk sevinci ile kabule hazır
çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım
yari aç, yari tok
yari esir...

Mevlana'nın Aşka Dair Beyitleri


Şair der ki, sevdiğini düşünen hep yanar.
Mevlana der ki, sevdiğini düşünmeyen neye yarar.

Ben bir balığım, aşk ise daldığım derya.
Aşktan gözlerim yaşlı olsa da,
O derya gözyaşımı nerden bilir.
Başımı o denizden çıkarayım desem,
Balığım ya nefesim kesilir.

Ne kötüdür insanın aklı ile yüreği arasında çaresiz kalması.
Ne kötüdür an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması.
Ve bilir misin?
Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması.
Ben deyip susması, sen deyip ağlamaklı olması.

Yaşamak direnmektir, sevmek ise güvenmek.
Unutma!
İnsan çoğu zaman dünyanın hakimi,
Bazen de küçük bir kalbin esiridir.

Güller güzeldir ama dikeni acıtır derler.
Neden acıtsın ki, tutmasını bilince eller.

Sen uzattığın eli tutmayan ele mi dargınsın?
Yoksa tutamayacak bir ele uzandığın için kendine mi?

Mevlana’ya sormuşlar sevgili nasıl olmalı diye.
Mevlana cevap vermiş.
Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile seni sevmeli,
Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile sana sarılmalı,
Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı.

Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır.
Eğer elleriniz diken yaraları ile kan revan içinde kalmışsa,
Güle dokunmanıza çok az zaman kalmış demektir.

Güzel bir gülü, güzel bir geceyi, güzel bir dostu
Herkes ister.
Önemli olan,
Gülü dikeni ile, geceyi gizemi ile dostu
Tüm derdi ile sevebilmektir.

İki gecem var ikisi de uykusuz.
Ya sensizim uyuyamam,
Ya sen varsın uyku haram.

Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme.
Gönlüm duygularını anlatamadığı için
Kızarken dilime,
Dilim anlatamadığı şeyleri düşündüğü
İçin kızıyor gönlüme.

Duamdaki göz yaşım kadar edepliydi
İçime düşen aşkın.
Ey benim beşeri aldanışım,
Ben seni kalbime koyana sevdalıyım.

Hiç görmediğim bir sevinçle kapına geldim.
“Kim o?” de yeter ki.
Sen kim olmamı istiyorsan
Ben o olmaya geldi

Sükutumu mazur gör.
Adını dudaklarımdan çıkarmak bile
Paylaşmaktır seni.

Konuşsam dilim yanar sussam kalbim.
Önce duruyorum, sonra susuyorum.
İçimden çıkacak lafların etrafı
Yangın yerine çevireceğini düşününce
Kilit vuruyorum dilime.
Yan diyorum içime sadece sen yan.
Ve dayan diyorum gönlüme,
Herkes mutlu olsun sen dayan.

Gönlümde şimdi gam var.
Ey neşe, şimdi gelme
Misafir üstüne misafir olmaz.

Görmeden seni isteyen gönlüm,
Görünce nasıl dayansın?

Sen değmediğim, dokunmadığım,
Sen yüreğini yüreğimle okuduğumsun.

Marifet nedir bilir misiniz?
Taşlara bakan gözlerin çiçekleri görmesidir.

Ay doğmuyorsa yüzüne,
Güneş vurmuyorsa pencerene,
Kabahati ne güneşte, ne ayda ara.
Gözlerindeki perdeyi arala.

Sevgi ve merhamet insanın içinde bir nehirdir.
Ne kadar güçlü akarsa içinde kötülük tutunamaz.

Aşk acısı taşımayan yürek,
Ya deliye aittir, ya da ölüye.

Ey alfabemin en güzel harfi yar.
Gönlüm seni gözümden,
Gözüm seni gönlümden istiyor.

O görmediğin koskoca derya gönlümdür,
Gördüğün sahil ise dilim.
Kıyılarıma vuran dalgalara şaşırma,
Onlar aşktan gel gitim.
Beni kendinde, kendimde arama.
Ben hem bende hem sende bir gizim.
Beni Mecnun’dan Leyla’dan sorma.
Ben sadece Mevla’dan bir izim.

Ey gönül,
Bir kalbin içinde ne taşıdığını nereden bileceksin.
Kırmadan önce çok iyi düşün, belki de içinde
Sen saklısın.

Sen benim bugünüme şükür ve
Yarınıma dua edişim, azla yetinişim,
Çoğa göz dikmeyişimsin.

Ey Sevgili;
Neyim yoksa var bildim.
Eğildim, eksildim, eridim.
Bir tek seni bitiremedim.

Bakışlarında diyar diyar gezdiğin değil,
Bir bakışıyla diyarına gittiğindir aşk.

Bırakacağın eli hiç tutma,
Tutacağın eli ise hiç bırakma.
Sahte sevgilere gül olmaktansa,
Gerçek sevgilere diken ol.

Unutma ki insan dünyanın hakimi olabilir,
Ama küçük bir kalbin esiridir.

Ben dilsizim sevgili!
Bu sözler hep kalbimin işleri.
Hani ney de dilsizdir ama,
Ağlatır tüm dervişleri.

Ey gönül! Acılara sabret.
Çünkü onlar seni kahretmek için değil,
Sınamak, terbiye etmek, kemale erdirmek için
Gelirler.

Kalp bir bahçe gibidir.
Onda mutlaka bir şeyler bitecektir.
O halde güzel şeyler ekin de,
Güzel şeyler bitsin.

Göz gördüğünü sevmez, sevdiğini görür.

Bana diyorlar ki;
Eskiden böyle değildin çok içine kapanıksın.
Ben de diyorum ki;
İçindekiyle yetinen gönlüm sizi ne yapsın.

Ey gönül,
Hakka aşık olmayanın,
Aşka hakkı olur mu?

Gerçekten de gönülden gönüle pencere vardır.
İki insan bir birine gönülden bağlanınca
Artık onlar ayrı değillerdir.
Bedenleri ayrı düşse de gönülleri beraberdir.

Ey sevgili o kadar yakınsın ki seni ben sandım.
Sana o kadar yakınım ki beni sen sandım.
Sen mi bensin, ben mi senim şaşırdım kaldım.

Kurana gözünle bakarsan yazıyı görürsün.
Aklınla bakarsan ilmi görürsün.
Kalbinle bakarsan aşkı görürsün.
Tüm ruhunla bakarsan rabbini görürsün.

Uzaklık deyip de dert ettiğin nedir ki sevgili.
Biz yaratanı görmeden sevmedik mi?

Aşk yanmaktır, yakmak değil.

Ne kadar özlendiğini bir bilsen.
Yokluğundan utanırsın.

Şair der ki, sevdiğini düşünen hep yanar.
Mevlana der ki, sevdiğini düşünmeyen neye yarar.

Ey gönlümün yarısı.
Aklıma koydum seni aklım almadı.
Yüreğime bıraktım sana doymadı.

Mutluluğu sende bulan senindir.
Ötesi misafir.

İlla birini seveceksen dışını değil içini seveceksin.
Gördüğünü herkes sever ama sen görmediklerini seveceksin.
Sözde değil özde, istiyorsan eğer tene değil cana değeceksin.

Uzaklık deyip de dert ettiğin nedir ki sevgili.
Biz yaratanı görmeden sevmedik mi?

MEVLANA’NIN ÖĞÜT VEREN BEYİTLERİ

Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan donmadan akmak ne hoş.
Dün ile beraber gitti düne dair ne varsa cancağızım,
Bugün yeni şeyler söylemek lazım.

Üç sözden fazla değil tüm ömrüm.
Hamdım, piştim, yandım.

Suskunluğum asaletimdendir.
Lakin her lafa verilecek bir cevabım vardır.
Ama önce lafa bakarım söz mü diye.
Sonra söyleyene bakarım adam mı diye.

Yüzde ısrar etme doksan da olur.
İnsan dediğinde noksan da olur.
Sakın böbürlenme elde neler var.
Tek ben varım deme yoksan da olur.
Hatasız dost arayan dosttan da olur.

İnsanlar başaklara benzer.
İçleri boş iken başları havadadır,
Doldukça eğilirler.

Aldırma söylenenlere, varsın herkes seni bir ot sansın.
Sen gül ol da, uğrunda ötmeyen bülbül utansın.

O dağa bir kuş kondu sonra da uçtu gitti.
Bak gör o dağda ne bir fazlalık var ne de bir eksiklik.

Ne insanlar gördüm üstlerinde elbise yoktu.
Ne elbiseler gördüm içlerinde insan yoktu.

Sevgide güneş gibi ol,
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
Hataları örtmede gece gibi ol,
Tevazuda toprak gibi ol,
Öfkede ölü gibi ol.
Her ne olursan ol,
Ya olduğun gibi görün,
Ya da göründüğün gibi ol.

Ey Kardeşim,
Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin.
Senin varlığın bunlardandır.
Geri kalan sinir ve kemiktir ki,
Onlar hayvanlarda da vardır.

Üzülme der Mevlana.
İstediğin bir şey olmuyorsa.
Ya daha iyisi olacağı için,
Ya da gerçekten olmaması için olmuyordur.
Ve devam eder.
Kaybettiğin her şey bir gün başka bir surette
Sana geri döner.

Çoban ile bile sohbet et.
Hiçbir şey bilmiyorsa bile,
Senden iyi koyun gütmesini biliyordur.

Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine,
Sevmek ve sevilmek için çareler arayın.

Mum olmak kolay değildir.
Işık saçmak için önce yanmak gerekir.

Günün adamı olmaya çalışma.
Hakikatin adamı olmaya çalış.
Çünkü gün değişir, hakikat değişmez.

Acıya sabredersin adı metanet olur.
Açlığa sabredersin adı oruç olur.
İnsanlığa sabredersin adı hoşgörü olur.
Dileğe sabredersin adı dua olur.
Duygulara sabredersin adı göz yaşı olur.
Özleme sabredersin adı hasret olur.
Sevgiye sabredersin adı aşk olur.

Kazandıkça bölüşemiyorsan elini sorgula.
Konuştukça kırıcı oluyorsan dilini sorgula.
Yürüdükçe menzilden çıkıyorsan yolunu sorgula.
Ömür geçtikçe yerinde sayıyorsan gününü sorgula.
Sevildikçe vefasızlaşıyorsan gönlünü sorgula.
Hangi halde olursan ol sonunu sorgula.

Unutmayın!
Dünyada yaşamıyorsunuz.
Dünyadan geçiyorsunuz.

Kızma hiç kimseye yaptıklarından dolayı.
Aksine teşekkür et ihanet edenlere sadakati
Öğrettikleri için.
Minnet duy yalancılara doğrunun farkına
Varmanı sağladıkları için.
Herkesi sev yaşamına bir anlam kattıkları için.
Mutsuz edenlere dua et sana mutluluğu daha
Derin hissettirdikleri için.

Ben dostlarımı ne kalbimle, ne aklımla severim.
Olur ya kalp durur, akıl unutur.
Ben dostlarımı ruhumla severim.
Çünkü o ne durur ne unutur.

Sakın gönül kırma.
Ya kırdığın gönlü Allah seviyorsa,
Bilemezsin.
Bilseydin ödün kopardı, dokunamazdın.

Ey Gönül!
Bir sürü dostlarının yanında elbette düşmanların da olacak.
Ama imtihan bu ya onca düşmanın varken seni dostun vuracak.

Mevlana der ki, iki şey mühimdir.
Birincisi okyanus kadar bol haysiyet.
İkincisi elif gibi dimdik bir şahsiyet.

Cüppe ve sarıkla alimlik olmaz.
Alimlik insanın zatında bulunan bir hünerdir.

İman namazdan iyidir.
Çünkü namaz beş vakitte,
İman ise her zaman farzdır.

Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz?
Hiçbir can sizin değil, niye dövüşüyorsunuz?

Göz iki, kulak iki, ağzımız ise tektir.
Çok görüp çok dinlemek az konuşmak gerekir.

Bir mum diğerini tutuşturmakla
Işığından bir şey kaybetmez.

Ne kadar bilirsen bil
Söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.

Biz birleştirmek için geldik,
Ayrıştırmak için değil.

Kalp deniz, dil kıyıdır.
Denizde ne varsa kıyıya o vurur.

Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez,
Fakat söyleyeceği her şeyi düşünür.

Mevlana der ki;
Adamın bir çok hüner, fen, bilgi sahibi
Olduğuna bakma.
Verdiği sözde duruyor mu?
Vefası var mı?
Asıl ona bak.

Edep akılın tercümanıdır.
Herkes;
Edebi kadar akıllı,
Aklı kadar şerefli,
Şerefi kadar değerlidir.

İsyanlardayım dedi.
Oysa imtihanlardaydı.
Fark etseydi kurtulacaktı.

Başkasının yerine koy kendini.
Ağlayan birine gül,
İnleyen birine sus deme.
Ağlayana omuz ver,
İnleyene çare ol.

Umursama dünya gelse üstüne.
İçinde büyüyen bir ahın olsun.
Elbet bir gün devran döner tersine.
Tahammül en büyük silahın olsun.

Dilini terbiye etmeden önce
Yüreğini terbiye et.
Çünkü;
Söz yürekten gelir, dilden çıkar.

Kibir nedir?
Kendini bilmeyen, kendisinden habersiz
İnsanın durumudur.
Tıpkı güneşten haberi olmayan buzun
Kendini bir şey zannetmesi gibi.

Param olmadan birçok şey aldım.
Edep aldım, gönül aldım, öğüt aldım. İbret aldım.

İnsan,
Kıyafetiyle karşılanır,
İlmiyle ağırlanır,
Ahlakıyla uğurlanır.

Sukutumu mazur gör.
Adını dudaklarımdan çıkarmak bile
Paylaşmaktır seni.

Marifet nedir bilir misin?
Taşlara bakan gözlerin,
Çiçekleri görmesidir.

İnsan sözünü yağmur misali
Yumuşakça indirmeli kulaklara.
Kırıp dökmemeli, damla damla
Söylemeli, İnce ince sevmeli.

Ne kadar alçaktan uçarsan,
Düştüğünde o kadar az incinirsin.
Kibiri bırak, alçakgönüllü ol.

Bin sene de okusam, ne biliyorsun diye sorsalar
Haddimi biliyorum derim.

Üzülme dert etme can.
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan,
Nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana.
Elinde olmayanları söyleme bana,
Elinde olanlardan bahset can.
Üzülme,
Geceler hep kimsesiz mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek mi?
Yitirdiğin her ne ise
Bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahı karşına çıkmış.
Bil ki güzellikler de var bu hayatta.
Gelgitlerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin?
Hüzün olgunlaştırır.
Kaybetmek sabrı öğretir
 

Kürşat Başar - Başucumda Müzik

"Eğer, hayatımızın bir an’ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken.. Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün.. Herkes âşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. Ama aslında bu kadar basitti işte: Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan âşıksın."