05 Ekim 2015

İçimdeki Tanrı "Hem dünya hayatında hem de manevi hayatında dengede kalmayı öğrenmen gerek."

Bilginin Titreşimi
Bilgi dediğin enerji her zaman kesintisiz olarak size tesir etmekte, fakat sizin algılayabilmeniz için aynı titreşimde olmanız gerekmektedir. Yaşadığınız deneyimlerden edindiğiniz bilginin titreşimi sizin o anki algınıza göredir. Algınız arttıkça o anda aldığınız bilgiyi daha kapsamlı, daha detaylı anlarsınız.

Yani bir deneyimden edindiğiniz bilgi, o bilginin tamamını kavradığınız anlamına gelmez. Algınız arttıkça bilginin sizin üzerinizdeki tesiri gitgide artar. O zaman anlaşılması gereken şudur ki madde aleminde yaşadığınız deneyimler birbirinden farklı gözükse de aslında yaydığı enerji birbirinden bağımsız değildir, aynıdır.

Titreşiminiz bilgi enerjisiyle ne kadar uyumlanırsa, daha önce yaşadığınız deneyimden aldığınız bilginin tesirini gerçek anlamda anlamaya başlarsınız ve o zaman o deneyimi neden yaşamanız gerektiğini daha iyi anlarsınız.

Gerçek aşkın peşinden gitmek
Özünüzün sizin üzerinizdeki tesirini anlatabilmek için aşk dediniz, sevgi dediniz; bu sözlerin gerçekte sizin için ne ifade ettiğini unuttunuz. Gerçek aşkı anlatabileceğiniz kelimeleri bulamazsınız onu sadece yaşayabilirsiniz.

Onu ancak özünüzden gelen sese kulak verdiğinizde hissetmeye başlarsınız. Ve o zaman aşk sizin için başka bir anlam kazanır. Artık size öğretilen aşkın değil, gerçek aşkın peşinden gidersiniz. Bu aşk ne kadar kavurucu olsa da bir kere bağlantı kurulunca hissedilen duygular dünya hayatında asla tatmadığın, bilmediğin bir mutluluğa seni götürür. Ve asla bu hissettiklerinden vazgeçmek istemezsin.

Bu duyguları yaşamaya başladığında, sadece o duyguyu yaşayıp, dünya hayatından vazgeçmek senin asla daha fazla özüne bağlanmanı sağlamaz. Madde aleminde yaşadığın deneyimlerin ve bu deneyimlerdeki duruşunun seni saf ve temiz bir enerjiye dönüştüreceğini unutma. Ancak o zaman saf, temiz olan özünün enerjisiyle buluşabilir, bir bütün olabilirsin.

Hem dünya hayatında hem de manevi hayatında dengede kalmayı öğrenmen gerek.

Aklını kalbinle bir et
Ne kadar kendini tanıyorsun? Hangi seni tanıyorsun? Kimliğim dediğin ne? Neye göre sınırlarını belirliyorsun?

Kavramlar, sözcükler arasında kaybolup gidiyorsunuz. Maddeyi tanımak yerine onunla bir bütün oldunuz. Şimdi ondan kopma zamanı. Bu kolay değil, sevdiğinden ayrılmak gibi. Gerçek değişimi bir bütün olarak yaşamazsan, duyduğun, okuduğun ve doğru olduğunu düşündüğün değişimi yüzeysel yaşarsın. Bu da sende baskıya neden olur. İçsel bir karmaşa yaşarsın, bu şekilde de değişebilirsin. Maddeyi sadece araç olarak kullanmayı öğrenirsin. Ya da tüm bunların saçma olduğunu düşünür, mutluluk dediğin maddenin sende hüküm sürmesine izin verirsin.

Başka bir yol da; kendini yargılamadan izlemektir. Bu oldukça uzun ama geri dönüşü olmayan bir yoldur. Değişim çok yavaş olsa da ardında bıraktığın, yaşadığın deneyimlere teşekkür eder, yoluna devam edersin. Pişmanlık yoktur, kesinlik vardır. Yavaş yavaş deneyimlerin arkasında anlatılmak isteneni anlar, tevekkül edersin.  Artık aklını kalbinle bir etmeyi öğrenmişsindir.

Tam teslimiyeti yakaladığında, artık sen sen değil özünle birsindir.



(*) Bu yazılarda kalp diye bahsedilenin senin fizik bedenindeki hayatını idame ettirmeni sağlayan maddi varlık zannetme. Bahsi geçen kalp, özünün bilgisinin saklı olduğu enerji alanındaki titreşimdir. O titreşimi bedenli varlığına aksettirebilmen için, senin madde aleminde kullandığın, bire bir aynı olmasa da sende çağrışım yapabilecek sözcüktür.


TIK

İçimdeki Tanrı