12 Ocak 2013

Oktay Rifat Kısa şiirler

 
Buraları
Buraları rüzgâr, buraları yağmur, sol omzuna güneşi asmadan gelme.
 
Güvercin
San Marco meydanında dost olduğum güvercin
Bir Alman misillemesinde
Kurşuna dizilmediyse eğer
Venediğe gider
Ben kuşumu bulurum
Ben kuşumu bilirim
Milyon güvercin içinde

Kuş Dili
Param olsa satar mıydım
Kahve rengi elbisemi
Damağı gömleği giyerdim
Alaca mendili takardım
Kuş dilinden geçerdim
Param olsa satar mıydım
Kahve rengi elbisemi

Sessizlik
Bir sessizlik oldu ardında
Dönmedi bakmak için
Yitebilirdi dönse
Kuş mu saz mı yaprak mı
Neyse

Lambalar Yanınca
Senin başın perdelerde
Benim gözüm camlarda
O günler nerde.

Aşk
Tanrım nasıl da yalnızdı baş başa
Göğsündeki o aşkla yabanıl
Yırtıcı bir hayvandan daha yabanıl.

Sağanak
Tane tane konuştu ilkin
Sonunda boşandı sağanak gibi
Kınalı kuzum benim, kekliğim.

Yaprak
Bütün yapraklarım açarsa
Kork
Çünkü yalnızlığım ben
Çünkü yoksulluğum ben
Tepeden tırnağa.

Postacı
Postacı iyi adam
Geçerken verdiği ne
Mektup değil selak.

Yalancı Dolma
Şu zeytinyağlı dolma
Yemek değil rezalet
Rezalet rezalet
HÜRRİYET MÜSAVAT ADALET

Perçemli Sokak

VII
Güzel günlerin sokakları bunlar
Güzel günlerin insanları bunlar
Yoksa ne durulur ne yürünür
XXXI
Köşe başıı tutan leylak kokusu
Yakamı bırak da gideyim

Eski Güneş
V
BAKMAKLA BAKMAMAK
Yüzüne bakmadığım zaman,
Başka gözüm var seni gören.
IX
SENİNLE SENSİZ
Sen gelince bir mutluluk ülkesiyim,
Cıvıl cıvıl;
Az gelişmiş toplum gibi, sen gidince,
Boynum bükük.
X
GÜLLER
Sen mi o gülleri takındın, Güzel,
Yoksa o güller mi seni takındı.

Ufalmak
Ufaldın, ufaldın, ufaldın karanlıkta,
Zavallı ozanım, ateşböceğim benim!